İs Lekesi; Bir kadının ateşle yazdığı varoluş hikâyesi.

Bu, bir küllerinden doğuş hikâyesi değil.

Bu, iftiraya uğrayan genç bir kadının, toplumun dayattığı sessizliğe karşı haykırışı. İçine düştüğü karanlıktan bir köyü ateşe vererek çıkışının, her adımıyla yakan bir hikâyesi.

1970’lerin Türkiye’sinde, kadının sesi yok sayılırken, Şaheste konuşmayı seçti. Onun hikâyesi, yalnızca adalet arayışı değil; aynı zamanda kendi varlığını ispat etme mücadelesidir.

Susturulmak istenen bir kadının, en derin acılardan geçerek kendi sesini bulma yolculuğu.

Çünkü her birimiz, bir parça Şaheste’yiz.