Mehmet Sait Şimşek, sıradan bir akademisyen veya araştırmacı değil; hayatını Kur’ân’a vakfetmiş, inanç ve toplumsal meseleler üzerine derinlemesine düşünen, orijinal fikirleriyle öne çıkan bir müfessirdi.

Düşüncelerinden, tecrübelerinden ve anılarından istifade edilmesi gereken biriydi. Telif ettiği pek çok eserle vefatından sonra da okurlara ışık tutmaya devam edecek bir ufuk insanıydı.

Kuşkusuz bir insanın düşünce ve tecrübe dünyasından faydalanma noktasında en işlevsel eser türlerinden biri hâtırattır. Ne var ki merhum hocamız hâtırat yazmaya yatkın biri değildi. Soğukkanlılığı ve duygularını açığa vurmaması gibi hasletleri, hocamızın hâtırat yazmayı düşünmesine uzun süre mâni oldu. Hocamızı tanıdıkça, hakkında bir hâtırat yazılması gerektiği kanaatine vardım. Bana göre bunu da bizzat kendisi yapmalıydı. Bununla ilgili teklifime ilk etapta çok sıcak bakmamıştı. Fakat kendisinin yalnızca röportaj tarzında hayatını anlatabileceğini, yazı işini de benim üstlenmem durumunda konuya sıcak bakabileceğini söyleyince sürecimiz de başlamış oldu.