Hikâye türünün olanaklarıyla kurgulanan bu eser, Kızıl Ahmet’in çok kısa süren beylik dönemi sayılmazsa Candaroğulları Beyliği’nin son beyi İsmail Bey’i özellikle gençlerimize tanıtmayı, sevdirmeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla eser kaleme alınırken sanatın toplum için olduğunu savunanlarla aynı doğrultuda hareket edildiği söylenebilir. Ayrıca ilim, fen ve sanata son derece önem veren İsmail Bey’in evrensel bir şahsiyet olduğu düşünülerek ortaya konan hikâyenin İngilizce çevirisine de yer verilmiştir.

Bu eserin sanatsal bir tür olan hikâyenin özelliklerine uygun olarak tüm okuyucularda hem edebî zevk uyandırması hem de Türk milletinin bir dönemine ışık tutarak tarih sevgisi sağlaması öngörülmektedir.