Tarihte Mardin Mezopotamya’nın bir incisi bilinir. Bereketli hilal henüz tam açılmamış bir istiridye ise eğer, Mardin o istiridyedeki herkesin sahiplenmek istediği siyah inci. Siyah inci gibi nadir ve değerlidir. Geçmişte ona hâkim olmak isteyenlerin ellerini kana bulayan bir inci. Tarihinde din çatışmaları ve etnik çatışmalar yaşamış bir kent. Çeşitli etnik toplulukların yaşadığı bir yer.

Bugün ise yeni bir turizm efsanesi haline geliyor Mardin. Geçmişin karanlığını aşmış, herkese kucak açan yeni bir oluşum. Çarşılarının albenisi, el sanatlarındaki benzersizliği, tarihi yerlerini gezerken erişilen huşu, gastronomi alanındaki olağanüstü tatlarıyla eşsiz bir kent. Bu eseri okurken kimi zaman bir ezan, bir çan, kimi zaman güvercinlerin kanat seslerini, belki bir düğünden sonra gökyüzüne asılı kalmış Reyhani tınılarını duyacaksınız. Gözlerinizin önüne kalesi ile başı dik, vakur, mağrur Mardin şehri gelecek. O şehre iyi bakın…