İşin Aslı
İşin Aslı
Beyin böyleydi işte. İnsanla oynamak için tasarlanmıştı adeta. İçinde patlamaya hazır bir enerji ve mutlulukla açtı gözlerini. Dünkü iç bunalmasından, daralmalarından eser yoktu. Hiçbir şey olmamış gibi yerinden fırlayıp kendini sokağa attı. Sabahı sever olduğunu hatta bu yürüyüşlerin hoşuna bile gitmeye başladığını fark etti. Güneşin doğuşunu kaçırmıştı belki ama gecenin serpiştirdiği soğukluğu ılıman bir elle temizlemesine yetişmişti. Yüzüne değen dokunuşları tebessümle kabul edip bomboş bir kafayla yürüyüşünü tamamladı. Boşvermişlikle girdi fırtına. Ekmek, gevrek, boyoz aldı ama bomba almadı kızlara. Çünkü her tarafı çikolata yapıyorlardı. Zaten karısı da istemiyordu yemelerini. "İşte..." diye düşündü. "Bu kadar basit eskiye dönmek. İstediğin şeyi değil, olması gerekeni yapıyorsun ve her şey normale dönüyor. Ne o çaktırmadan başkaldırmalar, isyan etmeler?" Ya o asi hareketlere ne demeli? Yok gün doğumuymuş yok çimenlermiş, denizmiş."
"Hayat bu..." dedi ekmeğinin köşesini kopartarak. Önüne konulanı sessizce ye, ne istediğini boşver!