Bu çalışmada cinsiyet, toplumsal cinsiyet ve bu kavramların dönüşümüne bağlı olarak ortaya çıkan gensiyet kavramı ele alınmıştır. Bilindiği üzere post-cinsiyetçilik, toplumsal cinsiyetin bir kimlik ya da kategori olmaktan çıkıp bireylerin özgürce kimliklerini belirlediği bir süreç olarak ele alınır. Bu yaklaşım, toplumsal cinsiyetin artık sabit bir yapı olmadığına ve kimliklerin daha esnek ve çok katmanlı hale geldiğine işaret eder.

Bu durumda da cinsiyet ve toplumsal cinsiyetin ötesine geçen bir durum ortaya çıkar. Bu durumu tanımlayacak en iyi kavram da gensiyet olarak tasarlanmıştır. Gensiyet kavramı, cinsiyetin biyolojik ve toplumsal kategorilerini aşan, akışkan ve bağlamsal bir yapıyı öne çıkarıyor.

Hatta gensiyetin gelecekteki yeri teknolojinin ve biyoteknolojinin, cinsiyetin toplumsal ve biyolojik normlarını dönüştürme gücü klasik beden, kimlik ve cinsiyet dönüşümlerini tartışma konusu haline getiriyor. Üstelik bu tartışmanın bir adım ötesi cyborg cinsiyetler olacak gibi görünüyor. Gensiyet kavramı, Judith Butler'ın çalışmalarından farklı bir noktaya değinerek cinsiyeti daha akışkan ve değişken bir süreç olarak ele alma amacıyla geliştirilmiştir.

Nitekim bu konuda Butler'ın toplumsal cinsiyet performativitesi yaklaşımından detaylı bir şekilde faydalanılmış ve bu bağlamda çözümlemeler yapılmıştır. Butler'ın çözümlemelerine ek bir okuma düşüncesi olanlar için gensiyetin akışkanlığını anlamak faydalı olabilir.