Bir Eksik Yüz
Bir Eksik Yüz
İsim ve sıfatlar bir şeyi tanımanın, iletişim kurmanın asgari vasatını oluşturur. Karşılıklı ben-sen ilişkisinde isim ve sıfatlara olabildiğince az ihtiyaç duyarız, çünkü isim ve sıfatın delalet ettiği zat olanca varlığı ile karşıdadır. O asli zamirinin delalet ettiği ve zatı karşımızda olmayan, hiçbir zaman da olmayacak olan Varlık ile iletişim kurmak ister istemez baştan sona bir arayış ve sorgulamaya dönüşür. Ben-O arasındaki surda ses ve ışık geçirecek en küçük bir gedik açmak için her bir isimden her bir sıfattan, dahası her bir ifade biçiminden yardımımıza koşması, derdimize derman olması umulur. Söz konusu arayış, sesleniş genellikle ben-biz ile sen-o zamirleri arasında salınıp durmaktan ve madde mana ekseninde dönüp durmaktan öteye geç(e)mez.
Mustafa Yıldız, Bir Eksik Yüz’de Tanrının sonsuz isimlerini temsilen doksan dokuz ismi ile son/uçsuz bir arayış ve yakarışa yelken açmaktadır.