Milyonlarca çocuğumuz; okullarda, İslam Dünyasının yaşadığı en önemli işgal ve istila olarak Haçlı ve Moğol saldırılarını okuyor. Enformatik bilgi borbardımanı altında cahil bırakılan günümüz insanının, bilgi kirliliği vasıtasıyla gerçeğe ulaşması, kasıtlı olarak engellenmiştir. Sadece engellenmemiş, aynı zamanda manipüle edilmiştir. Yani günümüz insanı, emperyal devletlerin uygun ve makul gördükleri bilgiye, yine onların istedikleri çerçevede ulaşabilmektedir. Bu nedenle, zaten olup biten olayları çabucak unutan, geçmişini hatırlamayan mevcut insan profili ancak manipüle edilmiş bir bilgiye ulaşabilmektedir. Oysa tarih, insanların ortak hafızasıdır; o unutulduğu zaman, geçmiş de unutulur. Geçmişi olmayan insanların geleceği de olmaz.

İşte bu kitap, geçmişi hatırlama ve ortak hafızamızı tazeleme noktasında bir katkı olmanın yanında, Batılıların göstermek istediğinden farklı olarak gerçekleri önümüze koymaktadır. Tekrar okuyup hatırladığımızda, kitaplarda anlatılan korkunç Haçlı istilasının çok ötesinde bir saldırı, işgal ve tecavüzle karşı karşıya kaldığımızı fark edeceksiniz.

Sözgelimi; Doğu Türkistan, Özbekistan, Pakistan ve Filistin ile ilgili bölümleri okuduğunuzda, “Yapılan bu katliam ve tecavüzler, benim zamanımda mı yaşandı?” sorusunu soracaksınız. İşte o zaman, kitap, amacına ulaşmış ve tarihe şahitlik etme misyonunu yerine getirmiş olacaktır.