Kendi benliğini tanıyan, geliştiren ve insan kavramının inceliği ile güzelliğini bilen birey, öncelikle olumlu duygu ve davranışları benimser. Bunları kendisine, çevresine ve iletişim hâlinde olduğu kişilere yansıtır. Bu olumlu yansımalar; yakın çevreden arkadaşlara, iş ortamındaki insanlara, komşulara ve hatta tanımadığı yabancılara kadar ulaşır. Bu hâl, insanın doğasına yakışan ve yaşamı güzelleştiren bir iyi oluş durumudur.

Peki, olumsuz davranışlara maruz kaldığımızda ne yapmalıyız? Saygısızlık, kibir, kıskançlık, haset, önyargı veya takdir edilmeme gibi tutumlarla karşılaşan bir insan, ruhunu ve zihnini eğitmişse bu durumlardan en az zararla çıkabilir. Hatta ruhsal dayanıklılığı sayesinde, olumsuzlukların ardından dahi kendini iyi oluş içinde hissedebilir. İnsanın duygu ve düşüncelerini kontrol edebilme gücü vardır. Çevremizde olumsuz bir ruh hâli içinde olup bunu bize kasıtlı ya da kasıtsız yansıtan insanlar bulunabilir. Bu durumda yapılması gereken, onlara en olumlu ve yapıcı tepkilerle karşılık vermektir. Ruhsal esenlik ve zihinsel denge, bu olumsuz davranışların etkisini en aza indirmeye imkân tanır.