Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından Cumhuriyet Türkiye’sine, tek partili yıllardan günümüze kadar yaşanan büyük çalkantıların kültürel, fikrî ve edebî hayata etkilerini, insanları nasıl dönüştürdüğünü tartışmak devasa bir çabayı gerektirir. Fakat insan bu döneme ibret nazarıyla bakarsa, yaşananlar aynı zamanda hâkimiyet çekişmesiyle derinleşen zilleti, toplumdaki ahlaki çöküşü ve bunlardan kurtulmak için yapılması gerekenleri resmeden bir panoramaya da dönüşebilir.

Çevresinde olup bitenlere kayıtsız kalmamasıyla tanınan Metin Önal Mengüşoğlu, sadece yazarak değil aynı zamanda konuşarak da fikirlerini okurlarla paylaşıyor. Onun en öne çıkan özelliği, ender rastlanan bir gözlem gücüne sahip oluşudur. Buna ilahi vahiyle, mütefekkir ve şairlerle hemhâl bir üslup da eklenince, ortaya son derece özgün denemeler ve eleştiri yazıları çıkar. Önce dinleyicilerle buluşan Kısa Türkiye Tarihi Mengüşoğlu’nun yaşadığı yerlere dair şahitliklerden arkadaşlarıyla, üstatlarıyla ilişkilerine, kimlik meselesinden toplumsal ve ahlaki dönüşüme, yüce değerlerle ilişkinin yenilenmesini içeren İslamlaşma’dan kalp ile düşünmeye, Müslüman entelijansiyadan tarihin tekerrürü meselesi hakkındaki fikirlerine uzanıyor.

Çok yönlü, çok boyutlu Kısa Türkiye Tarihi, ülkemizde yaşananlardan yola çıkarak tevhid eksenli yenilenme ruhunu gösteriyor. Yazarın hayatına ve eserlerine kapsamlı bir bakış imkânı sunan kitaptaki metinlerin bazıları sarsıcı, bazıları düşündürücü. Ufku çok geniş, üslubu yalın ve içten, konuları ise son derece zengin…