Asarı Bediiye / Risale-i Nur Mebdelerinden (Kod: 473)
www.okupaylas.com
Asarı Bediiye / Risale-i Nur Mebdelerinden (Kod: 473)
...
0.0 / 5
0 değerlendirme
Yayın Yılı 2023
Sayfa 735 sayfa
Dil TÜRKÇE
Yayınevi ENVAR NEŞRİYAT
ISBN 9789759902315
Görünüm 3
Favoriler

Bu kitabı 0 kişi favorilerine ekledi.

Favorilere eklemek için giriş yap
Hayatımı Değiştiren Kitaplar

Bu kitabı 0 kişi "hayatımı değiştiren kitap" olarak işaretledi.

Bu listeyi kullanmak için giriş yap
Bu kitabı okuyan diğer kişiler

Bu kitabı okuma listesine ekleyen ilk kişilerden biri olabilirsiniz.

Kitap Takası
Takas yapabilmek için giriş yapın.

Asarı Bediiye / Risale-i Nur Mebdelerinden (Kod: 473)

Asarı Bediiye / Risale-i Nur Mebdelerinden (Kod: 473)

0.0
0 değerlendirme

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin“Eski Said” olarak adlandırdığı, Risale-i Nur’un te’lif döneminden önce neşrettiği eserler bu kitapta toplanmıştır.

 

Nokta Risalesi, Şuaat-ı Marifet-in Nebi, Rumuz, İşârât,  Tuluat , Hutuvat-ı Sitte,  Sünuhat, Deva-ül Yeis, Muhakemat, Münazarat, Hutbe-i Şamiye, Teşhis-ül İllet, Divan-ı Harb-i Örfi,  Nutuklar ve Makaleler , Lemeat, Hakikat Çekirdekleri

 

           

                 Takdim

 

Şeyh Şâmil'in torunu merhum Said Şâmil Efendi'nin şöyle bir sözü var: "Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri bir asır önce gelmiş olsaydı, Osmanlı İmparatorlu­ğunun mukadderatı değişmiş olurdu." (1)

 

Şark vilayetlerindeki gayr-ı muntazam olan içtimaî ahvali tanzim etme niyet ve maksadıyla 1907 sonlarında geldiği İstanbul'da, Osmanlı Devletinin mütezelzil vaziye­tini müşahede ettikten sonra, onun bekası için siyasetle alâkadar olmaya başlayan Bediüzzaman Hazretleri, o tarihten itibaren başlayan ve ard-arda vukua gelen büyük inkılâblar, umumî harbler, muahedeler, çöküşler ve yıkılışlar devrinin tamircisi ve yol göstericisi olan en mümtaz şahsiyetidir. Yüzyılda, belki binyılda bir meydana gelen bu büyük inkılâp ve hadiselere dair fikirlerini her vesileyle beyan etmiş ve farklı milletleri bünyesinde barındıran Osmanlı Devletine ilmî ve manevî reçeteler sunmuş, çıkış yolları göstermiş bir nurlu rehberdir. 1.Said Dönemi Eserleri, asarı bediiyye

 

Fakat zamanın nâmüsaidliği, düşmanların dışarıdan ve içeriden şiddetli hile ve bas­kıları ve devlet ve siyaset adamlarının işin vehametini kavrayamamaları ve daha birçok sebebten ötürü bu manevî reçetelerden tam istifade edilememiştir. Osmanlı'nın devlet olarak fiilen bittiği 1920'lerin başlarında Said Nursi Hazretleri bu çareleri: "Âlem-i Islâmın mütemerkiz noktasına tekraren arzediyorum" ifadesiyle istikbalin münev­verMüslüman Dünyasına bırakmıştır.

 

Bediüzzaman Hazretlerininte'life başladığı ilkyıllardan, 1926'da Barla'ya gelişine kadarki devrede yazmış olduğu -bulunabilen- bütün eserlerini, nutuklarını ve maka­lelerini cami' olan bu eser, muhterem Abdülkadir Badıllı tarafından hazırlanmış ve Os­manlıca olarak önce 1979 yılında daha sonra da genişletilmiş halde 1999 yılında İttihad Yayıncılıktarafından neşredilmiştir. Osmanlıca okuyanların fazla olmayışından dolayı; bu paha biçilmez eşsiz eserden istifade edenlerin sayısı maalesef az olmuştur. Ve nihayet bize ulaşan şiddetli ve pek çok talep nedeniyle, bu kez aynı eseri Envar Neşriyat tarafından yeni yazı ile tekrar neşrediyoruz.

 

Bu mecmuada yayınlanan eserlerin bir kısmı, Risale-i Nur Külliyatını neşreden ya­yınevleri tarafından basılmış ve o risaleler bizzat müellif-i muhterem Hazret-i Üstad ta­rafından, zamanın nezaketi ve başka sebepler dolayısıyla bazı yerleri bölüm, paragraf, cümle ve kelime bazında tashihlere tabi' tutulmuştur. Bizim burada neşrettiğimiz risa­lelerilkbasılan orijinal nüshalara dayanmaktadır ve hiçbir noktasına dokunulmamıştır. Ancak birbirine yakın tarihler taşıyan farklı nüshalar arasında karşılaştırmalar, dipnot­larda verilmiştir.

 

Müceddid-i A'zam Bediüzzaman Hazretlerinin devlet, millet, cemaat ve ferdlere reçetesi olan bu eseri, milletimize ve İslâm Âlemine takdim etmekten şeref duyuyoruz. Asarı bediye, eski said dönemi eserleri

 

 

Envar  Neşriyat

(1)Aydınlar Konuşuyor sh: 135

 

 

                            İFADE-İ MERAM

 

Bir bahçeye girsem iyisini intihab ederim. Koparmasından zahmet çeksem hoşlanırım. Çürüğünü, yetişmemişini görsem "Huz mâ safa" de­rim. Muhataplarımı da öyle arzu ederim.

 

Derler:

"Sözlerin iyi anlaşılmıyor?"

 

Bilirim ki, kâh minare başında, kâh kuyu dibinde konuşuyorum. Neyleyeyim, zuhurat öyle. Şuâat ve şu kitapta mütekellim, âciz kalbimdir. Muhatap, âsi nefsimdir. Müstemi', müteharrî-i hakikat bir Japondur. Temâşâ eden bunu düşünmeli.

 

Gayetü'l-gayat olan mârifetullahın bir burhanı olan mârifetü'n-Nebîyi Şuâat'ta bir nebze beyan ettik. Şu risalede maksud-u bizzat olan tev­hidin lâyühad berâhininden yalnız dört muazzam burhanına işaret edece­ğiz. Hem nazar-ı aklîyi hads-i kalbiyle birleştirmek için, melâike ve haşrin bir kısım delâiline ima ederek, imanın altı rüknünden dördünün birer lem'asını, fehm-i kasırımla göstermek isterim.

 

Said-i Nursî

Yorumlar 0
Yorum yapmak için giriş yapın.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
www.okupaylas.com
Hata bildir