11. yüzyıl Avrupa tarihine damga vuran Normanlar, İtalya’nın güneyinde ve Sicilya’da uzun ömürlü devletler kurdular; yüreklerindeki savaşçılık hırsıyla hâkim oldukları topraklardan hep daha fazlasını istediler. Bizans İmparatorluğu’nun korkulu rüyası haline gelen Robert Guiscard’ın oğlu Bohemond, 1081-1085 yıllarında imparatorluğa düzenlenen seferlere katılarak askerî deneyim kazandı.

Babasının ölümü sonrasında üvey kardeşi Roger Borsa’ya bağlı hareket etmek zorunda kalan Bohemond, bu durumdan memnun değildi. Bu sebeple yeni başlayan Birinci Haçlı Seferi’ni büyük bir fırsat olarak gördü ve birlikleriyle beraber sefere katıldı. Kıvrak zekâsı ve askerî disipline verdiği önemle kısa sürede seferin en önemli komutanlarından biri hâline geldi.

Haçlıların Anadolu’yu geçmesinde ve Antakya’yı ele geçirmesinde büyük rol oynayan Bohemond, kurnazlığıyla Antakya’ya hâkim oldu. Diğer Haçlı devletleri gibi bölgede tutunma mücadelesi veren Antakya Haçlı Prinkepsliği, Bizans, Anadolu Selçukluları, Danişmendliler ve Suriye melikleriyle mücadele etti. Bu mücadelelerin birinde Danişmendli Emîri Gümüştekin’e esir düştü.

Kurtulduktan sonra Avrupa’ya dönerek Bizans üzerine Haçlı Seferi düzenlemek için destek topladı. Tüm bu süreci tarihî kaynaklara dayanarak kaleme alan Umut Başat, Anadolu’ya Saplanan Hançer: Antakya Prinkepsi Bohemond’un Hayatı ve Faaliyetleri başlıklı eserinde, Bohemond’un macerasını okuyucuyla buluşturuyor.