Bu kitap aslen çilenin ve feryadın bir gönlün semasının bulutlarından ağlamakla düşerek, gönül köklerinin toprağına ve köklerine erişme teşebbüsüdür. Aşkın, sevginin, ayrılığın, kederin, hüzünler dağının ve gözyaşı vadisinin, tüm ayrılıkların ve ruhu derinden sarsan ve saran yıkıcı hislerin en büyüğü olan bir şefkat duygusunun soyuttan somuta dönme çabasıdır. Cennette başlayan saadet yolculuğunun saadet ismine layık olması için bir durak ve kıymetinin turnusolü olan dünya arenasında kaybettiklerimize tuttuğumuz matem ve ağıt gecesidir.

Pişmek ve olmak için geçilen bu menzilde birçoklarının günah sıcaklarından buharlaşmasının gözlere ve gönüllere verdiği ıstırabın tarifsiz ve nasılsızlığının düğümünün hissettirilme ve hissedilme çabasıdır. Kaybetmemek için ağlamak, kaybolmamak için tutunmak, düşmesin diye el uzatmak, yetişmek. İnsaniyeti inşa etmek için beden ve fikir işçisi olarak hiç durmandan çalışmak, insan kalabilmek için ceht ve gayret içinde bir iyilik hareketi başlatmak.

Sessiz bir kelebek gibi bazen sessizliğin ile kelebek etkisi dilemek. Düşeni sorgulamadan, neden düştün demeden, düştüğü yerden kaldırmak ve bir daha düşmemek için birbirine sarılmak. İyi kalabilmek için iyi olmanın yetmeyeceğini bildiren şu ilahi mesaja kulak verip şeytan ve nefse kulak tıkamak.

“Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve doğru kimselerle beraber olun.”