Yaşamımız boyunca her birimiz en az bir kez kendimize şu soruyu sormuşuzdur: “Bizden çok daha yetersiz olanaklara, daha az nüfusa, madene, denize, ormana, tarım alanına, gün ışığına ve suya sahip bazı ülkelerin yurttaşları nasıl oluyor da bizden çok daha iyi koşullarda, refah ve mutluluk içinde yaşayabiliyorlar?”

Birden fazla yanıtı olan bir soru bu. Ancak verilebilecek her yanıtın özünde yönetim ilişkilerinin ağırlığını hissetmemek neredeyse olanaksız. Yaşam kalitemizi ve duygu dünyamızı etkileyen faktörlerin başında bizleri yönetenlerin becerileri, tutumları ve kararları geliyor.

Kamu kurumlarımız liyakatsizlik, plansızlık, verimsizlik, denetimsizlik ve savurganlık nedeniyle görevlerini yerine getirmekte yetersiz kalıyor. Şirketlerimizin ve işletmelerimizin önemli bir kısmı ise rasyonel yönetim ilkelerinden uzaklaştıkları için, büyüyememe/olgunlaşamama/kurumsallaşamama girdabına sıkışmış durumdalar.

Biliyoruz ki, mutlu ve yüksek standartlı bir yaşam sürebilmemiz için yöneticilerimizin vizyonlu, yetenekli, bilge, adil, erdemli, vicdanlı, alçak gönüllü insanlar olabilmeleri, gerçek ve faydalı işler üretebilmeleri, yaşama değer katabilmeleri, iz bırakabilmeleri, itibarla anılabilmeleri çok önemli.

Bu kitap, elinin değdiği yeri güzelleştirmek isteye yöneticiler için yazıldı. Bakmaya cesaret edebilenlere ayna, yürümek isteyenlerin yoluna ışık tutuyor.

“Bazı kitapları okuduğumuzda kendimizi çok şanslı hissederiz. Av. Evren Karaahmet’in Biri Bizi Yönetiyor kitabını bitirdiğimde kendimi öyle hissettim. Yaşamın imbiğinden süzülmüş gözlem, deneyim ve birikim sadece entelektüel bir zenginleşme sağlamıyor, aynı zamanda yaşam yürüyüşünüzde bir “pusulaya” dönüşüyor.

Emeğine ve aklına sağlık dostumun.”

‒Salim Kadıbeşegil