Genç bir kız sorar; "Nakkaştepe'den Kuzguncuk'a nasıl gidebilirim?"

Yol tarif etmek kadar kolay olmaz bazı özlemler...

Trafiğinden, gürültüsünden, kalabalıklığından, yaka silktiğimiz o büyülü şehri birkaç gün uzak kaldığımızda özler, bir an evvel geri dönmek isteriz. İstanbul, dünyanın en güzel şehridir çoğumuz için.

Gelin gerçek bir İstanbul beyefendisinden; İstanbul'u dinleyelim.

Üsküdar'ın bıçkın delikanlısı; Vildan ile tanıştırsın bizi. Sadık, bir amaç peşinde koşmanın, nelere mâl olabileceğini göstersin. Yağmurlu bir günden aşkın yangınını görelim; Pertev ve Mediha'da. Kadın paltosunu kim satabilir ki iri cüsseli bir erkeğe, erkek paltosu diye Enver'den başka?!

Bir zamanlar, şehirde, kedi ve köpek dışında hayvanlar da vardı.

Bunların, bir kısmının; Ayı Mestan gibi, sahibi ile beraber ekmek kavgasında olduğunu görmek, sizi şaşırtsın. Aysima ise tam bu sırada Moda Plajında "Güzellik Yarışması" heyecanında. Eski ama eskimeyen İstanbul'un lezzetini tadın.

Tabii ki böylesine gizemli bir şehirde; doğaüstü yaratıklarla ve tarikatlarla da karşılaşacaksınız. Kimi zaman göğüs kafesinizden çıkacakmışçasına hızlı atacak kalbiniz, kimi zaman, kendi hayatınızdan anlara şahit olacaksınız. Gözleriniz, buğulanacak derken kahkahalar atacaksınız. Gülmeye, içten gülüşlere ne çok ihtiyacımız var öyle değil mi?

Bir solukta, elinizden bırakamayacağınız bu kitabı, ödünç de vermek istemeyeceksiniz. Kitabın kapağını, açtığınız anda İstanbul'un büyülü kapıları da size açılacak. Buna hazır mısınız?