Kur’ân’ın anlamları nüzul sürecindeki olay ve olgularla elbette ilişkili olduğu bilinen bir durumdur. Ancak inen ayetlerin muhataplarının bilinirliği veya sebeplerin hususiliği, Kur’an lafızlarının ifade ettiği manaların umumi oluşuna engel değildir. Bununla birlikte ilgili manaları, dönemin sosyo-kültürel durumuyla sınırlandırmak veya modern dönemde ortaya çıkıp Kur’an’a birtakım önyargılarla yaklaşan “tarihsellik” iddialarında bulunmak, kabul edilir bir tarafının olduğunu söylemek mümkün değildir. Zira evrensel mesajlara sahip olan Kur’ân-ı Kerim hem dünün hem bu günün hem de yarının insanına en son ilahî rehberdir. O ne bir şiir kitabı ne de eskilerin kaleme aldığı bir efsanedir. Bilakis o, yaşayan her kişi uyarılsın diye gönderilmiş ve kıyamete kadar da yaşayacak olan bir tebliğ kitabıdır.

Bu düşüncelerden hareketle çalışmamızda, olması gereken sahih Kur’ân tasavvurunun Kur’ânî ilkelerini araştırmaktır. Belirlenen bu ilkeler ışığında Kur’an tasavvurumuzu oluştururken gerekli olan ilkeleri tespit ettikten sonra bu ilkeler üzerinden ayetleri sahih bir şekilde anlama yöntemini, geçmişten günümüze intikal eden ilim mirasımız ışığında ortaya koymaya çalışmaktır.