Güz Kalbimde Yaradır
Güz Kalbimde Yaradır
Aşk, ayrılık, gözyaşı ve pişmanlık
Sancılı bir güz hikâyesi
“Bahar! Ben bu aşk için herkesi, her şeyi göze alırım. Bir olalım gidelim buralardan,” dedi ve elini uzattı Mahir. Bu konuda çok kararlıydı. Hiçbir şeyden korkmuyor ve çekinmiyordu. Bahar çaresizlik içinde Mahir’in eline baktı. Eli, o eli tutacak gibi kımıldandı. Uzanıp da o eli tutamadı. Islak gözleri Mahir’in gözleriyle buluştu. “Geriye dönüş olmaz artık. Baksana şu hâlimize, sen bir yana ben bir yana savrulduk! Artık bir araya gelemeyiz. Kınarlar, hor görürler bizi. Bu aşktan bize bir hayır yok, unut beni Mahir.”
Alnını otobüsün camına yaslayıp yanaklarından yuvarlanan iki damla gözyaşı eşliğinde, ”Mahir! Ben seni çok sevdim, hem de ölürcesine,” dedi dudaklarını kıpırdatarak. Mahir az önce yere atmış olduğu yüzüğü Bahar’a umut vermek istercesine ayağı altında çiğneyip küçük bir kar yığınının içine gömdü. O yüzüğün önemsiz olduğunu ve kalbinin yalnızca ona ait olduğunu bir kez daha göstermek istedi...