Güzele Tanıklık
Güzele Tanıklık
Şair değilim. Uzun yıllar sevmedim şiirleri ve şairleri korkak buldum. Meramını açıkça, imgelere saklanmadan anlatmak varken konunun etrafında dolanmak gibi geldi hep. Ben eylem ve anlam insanıyım yani. Felsefi sorgulamaların, anlamı bir adım öteye taşıyan sohbetlerin insanıyım. Bu yüzden şiirle aram pek de iyi olmadı yıllarca. Ama hayat işte, insanı bazen fena silkeliyor. Ben de nasibimi aldım tabi.
Bir gün kâğıt kalemi elime aldığımda öyle uzun uzun anlatılacak hiçbir şey kalmamıştı, sadece “bitti” yazabildim ve başkaca tek bir kelime yazamadım. Defteri öylece kapattım. Bedenim dar geliyordu. Gece defter ve kalemi tekrar elime aldım. İçimden çıkmak isteyen acı vardı ama yazacak hiçbir şeyim kalmamıştı. Tam o anda geldi ilk dize. Gelmeseydi ne yapardım bilmiyorum. Yeniden yaşamak gibiydi. Yaşayabilmek için çıkarmam gerekiyordu, hor gördüğüm şiirle çıktı. Şiir beni yaşattı ama ben şiir işçisi değilim, şair değilim yani. Şairleri bilirsiniz; bazen aylarca, bazen yıllarca hatta bazen bir ömür verirler şiirin bir dizesine. Ben kusarcasına çıkardım her bir dizeyi. Her bir dize ile bir yanıma nefes aldırdım. Bir süredir yemek yemekten, uyumaktan daha yaşamsal benim için. Nereye varır bilemiyorum ama artık şairleri korkak bulmuyorum ya da ben de korkağım, bilemiyorum.
Mehmet Toz