Yıllardır ölümsüzlük ve güzellik uğrunda kullanılan, öldürülen, kaçırılan çocuklara adadığım bu romanda şifacı ve adli tıp fotoğrafçısı olan Cavide’nin içinde bulunduğu koşullar bize çoğu zaman değerlerimiz dediğimiz ve körü körüne bağlandığımız ön yargıların anlamsızlığını; hayata, ölüme ve gençliğe bakışımızı sorgulatır.

Cavide, adli tıpta fotoğrafını çektiği insanların başına gelenleri öngörüsü ile algılamaktadır. Yıllar önce kendisinden vazgeçen âşığının cesedi karşısına geldiğinde mistik güçleri olan Cavide, bu cinayetin Işık’ın Efes’te eski kayıp bir sayfada bulduğu ölümsüzlüğün formülü ile ilgili olduğunu anlar.

Karakterimiz, Gılgamış’ın aksine ölümsüzlüğün formülünü saklamaya çalışan Işık’ın izinden giderek bu görevi tamamlamak için kendisini yine aynı mekânın çağlar öncesinde bulur. Geçmişte yaşadıkları aşk hakkında da bazı sırları çözmeye başlar. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını kavrar. Her anı aksiyonlu ve fantastik, macera dolu bu yolculuk hikâyesi akıcı anlatımı ile bizi de içsel bir yolculuğa çıkarır.

Efes’ten Sakız Adası’na, Pirgi’ye, Mardin’e, Midyat’a uzanan antik mekânlarda ve Hz. Yahya’dan Hz. İsa’ya, Sır Muhafızları’na, Romalılara, Arı Tanrıça Melissa’ya ve Yeminli Sürgün’ün hikâyesine uzanan soluksuz bir okuma ile efsaneler diyarına gideceksiniz.

Peki ya ölümsüzlüğün sırrı nedir?

Büyülü kovandaki bal ölümsüzlük bahşediyor, denir. Melissa; balın, doğanın ve ölümsüzlüğün koruyucusudur. Balın sırrını Melissa koruyacaktır.